29 Şubat 2012 Çarşamba

London Calling

Gecen hafta 3-4 gunlugune Londraya is gezisi icin gittim. Gezinin detaylarindan bahsedeyim biraz ama isin detaylarina girmeyecegim simdilik. 

Yapacagim toplantinin Londra'da daha dogrusu Basingstoke'ta oldugu kesinlestikten sonra basladi asil macera...

Pasaportum falan geyet hazir, sadece vize almam gerekiyordu. Vize icin online formlarini doldurup 2 yillik vize parasini kredi kartindan odeme yaptim, 2 gun sonrasina da randevuyu aldim bir guzel. Evet Ingiltere verecegi vize suresini sizin vereceginiz paraya gore ayarliyor, yani acaba bu sefer kac gunluk/aylik/yillik vize verdiler gibi bir sikintiniz olmuyor. Ne kadar ekmek o kadar kofte misali yani... Buraya kadar hersey iyiydi ama ben pasaportumda vize icin sayfa kalmadigini anlayinca isin rengi degisti. 

Artik once yeni bir pasaport almam lazim sonrasinda ancak vize icin basvurabilirim durumuna gecebelirim. Emniyetten online basvuru yaparak, pasaport yenilemek icin isyerime yakin olan Umraniye Emniyetine gittim. Tum belgelerim, herseyim hazir derken, nufus cuzdanimi da evlilik durumu henuz guncellenmedigi icin yenilemem gerektigini soylediler. Oradan atladim taksiye ve nufus cuzdanimi degistirdim, ve ayni gun son dakikalarda pasaport yenilenme basvurumu tamamlamis oldum. Iste  o gun herseyi bitirdikten sonra attigim tweet ve hakli gururum :) 

Aksilikler bitmedi tabiki, ben pasaportumun durumunu ogrenmeye calisirken, aslinda bana teslim edildigini israrla yineleyen PTT calisanindan ve sonra benim gidip pasaportumu PTT dagitim ofisinden kendim teslim almamdan, pasaport numarasi degistigi icin vize belgelerimi yenilemem gerektiginden ve tum bunlarin oldugu 1 hafta icindeki stresli ic sikintilarimdan bahsedemeyecegim artik.

Oyle veya boyle pasaportu da aldim, vizeyi de. Mutlu son yani, ya da mutlu baslangic mi demek lazim... Iki arkadasimla beraber planimiz cumartesi pazar Londra'da gezip tozmak, pazartesi sali da Basingstoke'a gecip islerimizi halletmek seklinde.  
Londra metrosunun mottosu :)
Ucakta yaptigimiz guzel kahvalti, film (Hanna), muzik falan derken gecirilen 4 saatlik yolculugun ardindan, bir saskinlik ve oteli bulamama krizini de astiktan sonra uzun yuruyuslerle gezmeye basladik. Ilk bakista gozume carpanlar, heryerde bir muzikal, tiyatro, canli muzik gibi aktivitelerle Londra'nin kulturel acidan cok hareketli bir yer oldugu ve ayni zamanda 15 dk'lik tren yolculugu icin verdigimiz 20 sterlinle (60 TL civarinda bir miktara denk geliyor) hic de ucuz bir yer olmadigi... Ve tabiki her 3 saniyede bir "Mind the Gap (bosluga dikkat)" uyarilari ile dolu London Tube dedikleri karmakarisik metro aglari... Bu arada telefonuma kurdugum iki uygulama resmen hayat kurtardi diyebilirim. Bir tanesi metro hatlarini ve gideceginiz yere rotanizi metro hatlari uzerinden cizen bir uygulama. Digeri ise Londra gezi rehberi. Bunlarin otesinde harita olarak GPS'li tablet kullanan sevgili arkadasima buradan tesekkur etmeden gecmeyecegim.

Unlu gezi parklari Soho'da, yemek yemek icin sectigimiz mekan, herkese tavsiye edecegim Jazz at PizzaExpress. Hem cok leziz pizzanizi (Padana'yi kesinlikle tavsiye ederim) yiyorsunuz hem de canli Jazz dinliyorsunuz. Cok keyifli cook...

Ertesi gun ise daha kulturel ve huzur verici bir yolculuk icin Hyde Park ve ardindan muze mekanlarini sectik, oyle sadece tarihi eser muzeleri degil modadan tutun da, bilim muzesine kadar cok cesitli muzeler bulmak mumkun valla sehirde, zevk zevk ayirmislar sevdim. Sonrasinda luks sokaklarinda turladik, adamlar evlerinin onune Ferrari, Porche, Lamborgini ne varsa birakmislar yazik yazik...

Temsili egg benedict
Neyse benim asil bugune dair bahsetmek istedigim, yaptigimiz super kahvalti adini hatirlamadigim bir caddede (cok yuksek ihtimal Old Brompton Road), yine adini hatirlamadigim bir restorantta yedigimiz muhtesem egg benedict. En altta kizarmis ekmek, ustunde humus, onun ustunde ekmek buyuklugunde genis bir mantar, onun ustunde suya kirilarak haslanmis yumurta ve hepsinin uzerinde feslegen ve pesto sosu, kenarlarinda ise kurutulmus domates taneleri muhtesem biseydi muhtesem. (Keske fotografini cekseydim ama artik buraya temsilen bisey koydum). Bu arada evde kendim bazi malzemeleri degistirerek denedim bile, ordaki gibi muhtesem olmasa da gayet guzeldi bence, hadi onun resmini de koyayim...

Ev yapimi egg benedict
Sonraki iki gun isle gecti, simdi sizi hic sikmayayim bu konularla ;) ve sizlere yazinin anlam ve onemine dair, cok sevidigim gruplardan The Clash'in (evet  cok eskilerden) London Calling sarkisini hediye ederek yazimi bitireyim...





Hiç yorum yok: