30 Mart 2012 Cuma

Zaman Cok Az, Hersey Cok Acele

Kafama takilan uc konuyu tek bir baslik altinda toplayip sizlerle nacizane ducuncelerimi paylasmak istiyorum.

Hic zamanim yok ki...
Son zamanlarda herkesten cok sikca duyuyorum bu sozcukleri, kiminle konussam yaslisi  genci, issizi calisani, kadini erkegi ama kiminle konussam, herkesten 
  • "ne kadar cok isim var ama ne kadar az zamanim var"
  • "allahim keske gunler 28 saat olsa hicbir seye yetisemiyorum"
  • "o konuya ben bakamam, cunku zaten cooookk yogunum"
  • "izinlerimi kullanacak zaman bulamiyorum"
tercumesinde ama degisik kaliplarda bir suru sizlanma, sikayet cumleleri duyuyorum (buna ben de dahilim malesef). Mesela sirkette ne yaptigini bilmedigim, hatta bisey yaptigini bile dusunmedigim birisi ile hasbel-kader konustugumuzda "o kadar cok fazla isi oldugunu ve dolayisiyla hic birini tam olarak istedigi kalitede yapamadigini ve bunun icin de icinin rahat etmediginden" bahsettiginde, sanki benim dusuncelerimi okudugunu hatta beni anlattigini dusununce anladim. Aslinda yogun degiliz, sadece  oyle gosteriyoruz ya da  kendi kendimizi cok yogun oldugumuz konusunda ikna ediyoruz.


Acelem var...
Ilk basklikla iliskili olarak, tanimadigim insanlarda da ayni belirtileri goruyorum. Trafikte bir saniye icin, evet yanlis okumadiniz sadece bir saniye icin basilan kornalar, atilan kufurler, girilen stres ve sikintilar, ne kadar gereksiz ve bosuna... Ya da disariya soyle bir bakin hic yavas yavas, aylak aylak yuruyen (cocuklar haricinde) birisini gorebilecek misiniz? (Cocuklarin o gamsiz, dertsiz kucuk-buyuk dunyalarina baska bir zaman deginecegim). Tum hayatimiz cok hizli ve soluksuz. Mesela markette siradasiniz, turlu turlu alavere dalavere ile onunuze gecmeye calisan amcalar/teyzeler, kazandiginiz bir dakikaniz hayirli olsun... Baska bir ornek de, sirket servisleri ile girilen 30 saniyelik kucuk hesap kitap oyunlari... Ornekleri artirmak cok da zor degil...

Bir kerede bir seyle ilgilenin...
Yukaridaki iki basligi okuyan ama Turkiyeyi bilmeyen birisi, evet Turkce bilen ama Turkiyeyi bilmeyen hayali kisiden bahsediyoum, iste bu kisi insanlar bu kadar kucuk konularda bu kadar hesap kitap yapiyolar ve inanilmaz derecede yogun calisiyorlarsa bu ulke inanilmaz derecede uretim yapan, cok refah, cok sozu gecen bir yer olmali diye dusunmez mi sizce de... Ama isin hic de oyle olmadigini ona anlatmaya calismiyorum zaten, size anlatmam ise yersiz olacaktir. Iste benim bu konudaki cozum onerim (umarim ben de uygulayacagim) Ingilizce ifadesi ile "One Thing at a Time" yani "Bir Kerede Bir Sey" diyebiliriz. Benim bundan anladigim kendini onbin parcaya bolme, herseye yetismeyi birak, butun dunaynin yukunu omuzlarina alma. O anda, yasadigin bir anlik zaman diliminde sadece bir isle ilgilen (bitir demiyorum) sadece ilgilen acik ucunu bir sekilde kapat. Sonra bir soluk al bir rahatla kendine gel ve sonra digerine gec. (Iste bu kararlarimi destekleyen yeni not defterim :) cok guzel degil mi...



Hiç yorum yok: