1 Ağustos 2013 Perşembe

Girisimci mi, Girisken mi?

Bir kac ay once bitirdigim bir kitaptan aldigim bazi notlari paylasmak istiyorum. Ve startup bir sirket kurmanin, veya super oldugunu dusundugunuz bir fikrinizin hayata gecmesi icin gereken bazi puf noktalari listelemek istiyorum. (Yazinin basliginin anlami asagida :)

Okudugum kitap "Founders at Work", "Gisirimciler Is Basinda" seklinde Turkce'ye cevrilebilir heralde :) Neyse sahsen kendim, boyle bir startup veya girisimde bulunmadigim icin ancak iste bu kitaptan okudugum ve anladigim kadariyla sizinle paylasiyor olacagim.



Apple nasil kuruldu merak ediyorsaniz ama bu sefer Steve Wozniak'in agzindan :). Ya da Yahoo'nun, Hotmail'i iyi bir business olarak gormedigini ve Microsoft'a kaptirdigini ogrenmek isterseniz. Adobe'nin  (Flash''in sahibi olan sirketin) kurulus hikayesinde Apple'in nasil onemli bir rol aldigi, PayPal'in neden bu kadar yaygin oldugu, Gmail'in nasil ortaya ciktigi, Flickr nasil oldu da bir oyun parcasindan 100binlerce kullanicisi olan sosyal image paylasim sitesi haline geldigi sekilinde devam eden yaklasik 20-25 civarinda cok unlu sirketin kurucu veya kurucularinin baslangic hikayelerinden olusuyor kitap.

Bu milyon dolarlik sirketlerin kurulusunda izlenen yollar cok degiskendi.

  • Kimisi hizli ama bug'li versiyonla hayata atilirken, kimisi yavas ama saglam adimlarla kurmus sirketini / urununu...
  • Bazi kurucular elindeki tum parayi, ya da tum yatirimci parasini bu ise adarken, diger kisim cok az para harcama dusturunu benimsemis.
  • Yatirimcilarla calismasaydik basarili olamazdik diyen var, yatirimcilari hic yanimiza yaklastirmadik ancak oyle basarili olduk diyen de var.
  • Kimisi en basindan bir is plani cikarip ona gore ilerlemis, kimisi ise is planini surekli degistirmis hatta hic is plani olmayan bile var.
  • Bazi fikirler / urunler cok orjinal, dunyada bir benzeri yokken, bazilari ise bir suru ornegi olan siradan bir firkir / urunle basariya ulasmis.
Bu liste boyle uzayip gider. Hepsinin degisik, ilginc hikayeleri var. Hepsinde katilacaginiz veya katilmayacaginiz yorumlar var. Ama bence asil onemli olan hepsinde ortak olan 4 nokta var benim cikardigim. Bu noktalar tabiki yoruma acik noktalar ama benim okudugum kadariyla hepsinde var ve bence anahtarda bu noktalarda...

  • Tutku (Passion) - Tartismasiz en one cikan madde bu bence... Hepsi yaptigi ise inanmis, zorluklara, elestirilere ancak bu sekilde karsi durmus. "Bu da belki tutar" demek yerine fikrinin/urununun dunyayi degistirecegini kendisini inandirmis. Yani demem o ki, yapacaginiz urun ne olursa olsun, once kendinizi bu is icin adamaniz gerekir, bu da ancak ve ancak o urune gercekten inanirsaniz olur.
  • Cok Calismak (Hardworking) - Istisnasiz her hikayede sabahlara kadar calismalardan bahsediliyor. Hani vardir ya, "Google iste" yapiyor adamlar. Heralde yatarak yapmiyorlar islerini, eminim (ve icerdeki kaynaklardan da teyitli olarak soyleyebilirim ki) cok calismadan, geceni gunduzune katmadan herhangi bir konuda basarili olmak malesef mumkun degil. Aklinizdaki "super bir fikir bulucam, sonra gelsin paralar" dusuncesini okur gibiyim, cikarin su fikri aklinizdan artik. Cikarin cunku o fikir icin cok calismak zorundasiniz.
  • A Kalite Insanlar - Hepsinde ortak olan diger nokta ise, falanca kisi olmasaydi basaramazdim, isin sirri takimda gibi ifadelerdi. Yani demem o ki, basari icin olmazsa olmaz isini iyi yapabilmek icin cabalayan insanlarla calismak. (A Kalite insan derken, insanlik, iyilik gibi ulvi vasiflardan ziyade is bitiren, yarim is birakmayan, kaliteli is cikaran insanlardan bahsediyorum :)). Siradan ortaklarla veya takimla bu tarz dunya capinda isler cikarmak bence imkansiz.
  • Sans - Evet en son madde sans :) hikayeleri okuyunca sansa bak su adama rastlamis, o sirada bu olay patlak vermis falan demediginiz bir tane hikaye yok. Sansiniz yaver gitmezse ne yaparsaniz yapin basariya ulasmaniz neredeyse imkansiz (tabiki burada basarinin tanimi cok onemli, benim demek istedigim dunya capinda is cikarmak). Gerci ben kisaca sans dedim ama isterseniz siz kader deyin, tesadufler silsilesi deyin ne derseniz deyin. Ama asil ifade etmek istedigim nokta, isin bir kismi da sizin ellerinizde degil... Gerisi icin dua mi edersiniz, fal mi baktirirsiniz, caput mu baglarsiniz bilmiyorum artik...
Yanliz son olarak ozellikle dikkatinizi cekmek istedigim bir nokta var: orjinal fikir bu 4'lu arasinda degil...


Fikirler, fikirler, fikirler

Eveeet, bunlar kitaptan gelen bilgilerdi. Simdi birazda kendi tecrubelerimden bahsetmek istiyorum. (Eee burasi benim blogum sonucta, biraz da kendimden bahsedeyim oyle degil mi) Yazinin basinda dedigim gibi, oyle buyuk capli bir girisimim olmadi henuz ama her yazilim muhendisi gibi benim de, kendi capimda, yirtma projelerim oldu. Henuz tam olarak istedigim seviyeye gelemediler. Kimisinde tek basimaydim, kimisinde ise bir veya daha fazla arkadasla beraberdim. Bir arkadasimin ifadesi ile girisimci degil de, girisken (yaa, anladin simdi basligi) olarak hayatima devam ederken size verebilecegim gercekler bu sekilde:
  • Eger "side project" (gunluk isinize ek olarak) yapiyorsaniz, hergun vaktinizi ayirmazsaniz bu is olmaz. Yani en yogun oldugunuz zaman bile, en azindan bir saatinizi ayirmaniz gerekir.
  • Asla sadece zaman ve emeginize guvenmeyin, parasal olarak da yatirim yapin: tasarimci, reklam vs... Pamuk ellerinizi biraz cebinize atin kisaca :)
  • Yapmak istediginiz sey ne durumda olursa olsun, versiyon 1.0'i kesinlikle cikin. Yani projeyi yarim, tozlu bir GIT repository'sinde birakmayin. Onun da yasamaya, kosmaya hakki var.
  • Focus'unuzu oyle ota boka dagitmayin, ayni anda en fazla bir, bilemedin iki proje ile ilgilenin. Daha fazlasi demek daha fazla yarim projeniz olacak demek.
  • Sabahlari ise gideyim, aksam da bu fikrimi hayata gecireyim mantigi ancak ufak tefek isler icin olur, daha buyuk isler tum zamaninizi ve enerjinizi alir.
  • Son madde olarak, daha kisisel bir gercek: Sadece tek basima (ortaksiz) giristigim projeler hayata gecti. Artik bu da benim sansim mi, yoksa pek takim calismasina uygun degil miyim ya da tek basima dunyalara bedel miyim bilemiyorum.
Neyse benden bu kadar, sizlerin de dusunce ve tecrubelerinizi duymak / okumak isterim.

Hiç yorum yok: